rss emailtwittervkontakte

Pazartesi, Mayıs 05, 2008

Rakı Sofrası (Bu Alemi Bilenler Okusun)

Ay ne çok şey bilmeden içiyormuşum şu mereti artık destur derim sevdiklerimle kafa çekerken...

********************************************

Rakıyı güneş battıktan sonra, yavaş yavaş ve muhabbet eşliğinde
içmeli...


Rakıdan küçük küçük yudumlar alınır... Bülent Ersoy öyle içiyor diye bir
dikişte bir duble rakıyı içmek makbul değildir....

Buz gibi şişeden bardağa çevire çevire dökülür ve o nefis kokunun daha fazla
yayılması sağlanır...

Bardağa konulan rakının yarısı kadar su konması makbuldür...

İlk yudumu aldıktan sonra ağızda bekletip, dişlerin arasından derin bir
nefes alınırki akciğerler de nasibini alsın...

Masada yaşça en büyük kişi rakı kadehini tokuşturmak için kaldırmadan rakı
kadehleri masadan kalkmaz...

Rakı sofrasında planlı, programlı ciddi işler konuşulmaz. Geyik muhabbeti
yapılır, memleket kurtarılır, anılar tazelenir, dedikodu yapılır...

Sigara küllüğüne zeytin çekirdeği, sıkılmış limon kabuğu konmaz....
İçilen kahve fincanında, tabağında sigara söndürülmez...

Rakı kadehine önce rakı, sonra su, daha sonra da (konmasa daha iyi olur ama)
buz konur...
Bu sırayı bozarsanız, anason kadehin üzerine çıkar, rakının hem tadı hem
keyfi kaçar... Rakıdan anlayanların, Antalya meyhanelerinde garsonluğa
soyunanlara bunu anlatması gerekir...

İcmeye başlamadan önce aperatif birşeyler yenmelidir. Favori
zeytinyağlılardır. Zeytinyağı, mide dolmaya başladıkça üste çıkarak,alkolün
genzinize doğru gelmesini engeller...

Rakıya buz koymak yanlıştır. Buz rakının içindeki suyla alkolü aynı oranda
etkilemediği için daha seyrek olan alkol üste çıkar. İdeal karışım bozulmuş
olur. En uygunu rakıya soğuk su koymaktır...

Rakı sofrasında kadeh yalnızca bir defa tokuşturulur. Hadi bakalım
hoşgeldiniz vs. falan diye...
Bundan sonra kadeh tokuşturulmaz sadece kaldırılır...
Masaya yeni birisi eklendiğinde ise tekrar kadeh tokuşturulabilir...

Rakı şalgam suyuyla içilmez!... (taslağa dahil değil)

Mezesiz rakı içilmez. Ben akşamcıyım, öyle bir kadehlik keyfim var
diyorsanız gidin bira filan için...

Şişe numarasının önemi yoktur. Zira ilk damıtılan rakı, 01 numaraya denk
gelmez...

Rakı masasına avuç içiyle ya da yumrukla vurulmaz...

Bağıra çağıra, Böğüre öğüre konuşulmaz... Sakin olmak, efendi takılmak
gerek...


*Önce kendine gel, sonra meyhaneye*

*Kalender ol da gir kalenderhaneye*

*Bu yol kendini yenmişlerin yoludur *

*Çiğsen başka bir yere git eğlenmeye *


Rakı bardağı boş beklemez... Evet masadan kalkarken bile dibinde biraz
bırakılır...


Usul, adap bilen en genç kişinin saki olması adettendir, büyüklere (ki
büyüklük kavramı orada anlam bulur) sakilik yaptırılmaz... Ev sahibi olsa
bile...

Şişede kalan son rakı damlasına kadar eşit paylaştırılır, daha da içmek
isteniyorsa bu paylaştırma ritüeline girilmeden yenisi sipariş edilir...

Rakı sizi ne zaman sarhoş edeceğini zamanında söyleyen bir içkidir,bunu
farkettiğiniz zaman yanınızdakilere söylemeli, ya da izin isteyip kalkıp
gitmelisiniz, ama eğer sizin kalkmanız masayı dağıtacaksa ölseniz bile orayı
terketmeyin.... Çünkü rakı masasından tuvalete gitmek için bile zar zor
kalkılır, hoş karşılanmaz...

Rakı masasında bira, şarap gibi başka alkollü içecekler (masada sosyetik
hanımefendiler olsa dahi) olmaz...

Her nevi ızgara balık (çupra, levrek, istrongilos) uğurlu yemeği,hususi
nihavend ve rast makamından sanat musikisi eserleri uğurlu nağmesi,
akordeon, keman ve ud da uğurlu çalgısı olan rakının, uğurlu
cl'si 70'dir...

Rakı yalnız başına içilen bir içki değil, meze ile birlikte yavaş (sindire
sindire) içilen bir içkidir...
Mide ve beyne belirli bir etki yaptıktan sonra insan keyiflenir ve güzel
sohbetlere yönelir...
Yani hem anlatır hem dinler... Böylece rakı sofrası en az iki kişinin
katıldığı toplu bir eylem, karşılıklı konuşmalara dayandığı için demokratik
bir forum, evrensel ve kişisel sorunların ortaya getirildiği, fikir alıp
verilen, insanın kendisi ile yüksek sesle düşünerek hesaplaştığı bir tür
psikolojik grup terapisi olmaktadır...
Unutulmamalıdır ki rakı sofrası saygın bir cemiyettir... Buraya katılan hem
bu meclise kabul edildiği için saygı gören bir kişiliğe sahip demektir hem
de diğerlerine karşı saygılı olmak zorundadır...

Herhangi bir marka rakı içilirken başka bir markayı övmemek önemlidir,aksi
yapıldığında, o an yudumlanan nimete hakarette bulunulmaktadır, yanlıştır...

En büyük mezesi muhabbettir... Muhabbet konusu 'bi kız vardı, 5 yıl sevdim,
yüzüme bile bakmadı' gibi duygusal ağırlıklı olabileceği gibi,'bu güneş niye
hep doğudan doğuyo batıdan batıyo?' gibi yarı-felsefi konular da olabilir...


Tam yağlı koyun peynirinin üzerine kırmızı toz biberle renklendirilmiş
sarımsaklı zeytinyaği süslemesi... Turşu gibi ekşi mezeler de yine rakının
kendine has tatlı nefasetini dengeler, damarlarınızı büzer anasonla dost
olur, buna misal olarak dağ lahanası turşusu verilebilir...



Yavu bunlar bana (en azından bir süre) yasak.

Koyun peyniri, zeytinyağı, mezeler falan filan, tüm caanım şeyler.. oh oh ohhh.

hakiki eziyet..! :)

Nasıl olduysa oldu, okurken hem keyif aldım hem de işkencemsi oldu vallahi :D)))



Teşekkürler, sevgiler..

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa

Free web counters